3 Nisan 2017 Pazartesi

22.12.1922 Azınlıklar ve Askerlik Görevi




22 Aralık 1922 Cuma / Ouchy Şatosu / Saat: 10.30 / Azınlıklar Alt Komisyonu / Oturum Başkanı: İtalya delege heyetinden Giulio Cesare Montagna

Giulio Cesare Montagna
İtalyan delege / Azınlıklar alt

komisyonu oturum başkanı
Toplantıda hazır bulunanlar; Dwight, Lammot Belin (ABD) ; Sir Horace Rumbold, Ryan, Forbes Adam (İngiliz İmparatorluğu) ; Laroche, De Lacroix, Laporte, De Pergin (Fransa) ; Venizelos, Caclamanos, Dendramis, Theotokas (Yunanistan) ; Montagna, Guariglia, Galli (İtalya) ; Hotta, Bobayashi (Japonya) ; Contzesco (Romanya) ; Spalaikovitch, Rakitch (Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı) ve Rıza Nur Bey, Mustafa Şeref Bey, Şükrü Bey (Türkiye)

Lozan Barış Konferansı'nın ana komisyonlarında bir konu sonlandırılamaz ise hemen o konuyla ilgili bir alt komisyon kuruluyordu. Bu alt komisyonda konuya çözüm aranıyor, buradaki görüşmelerden çıkan sonuç, bağlı olduğu ana komisyonun onayına sunuluyordu. Azınlıklar meselesiyle ilgili de bir alt komisyon kurulmuştu.

Dr Rıza Nur Bey
Yine küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bizimkiler, İngilizlerle yapılan özel görüşmelerde Musul ile ilgili çok fazla bastırmaya başlayıp; burada yaşayan nüfusun çoğunluğunun Türk olduğunu anlatıyor ve Musul'un Türkiye'ye bağlanması gerektiğini ısrarla vurguluyorlardı. Bizimkilerin odağını dağıtmak ve diğer devletlerle yeniden bir Haçlı ruhu oluşturarak kamuoyunu arkasına almak isteyen İngilizlerden yeni bir hamle idi bu azınlıklar meselenin gündeme getirilmesi...

Venizelos
Lozan'da hangi görüşmenin ne zaman yapılacağı konusunda kararları tek başına veren Lord Curzon, sürpriz bir hareketle, 11 Aralık gece yarısı ''yarın Azınlıklar ile ilgili ilk görüşme yapılacak.'' şeklinde bir tebliğ göndermişti. 12 Aralık'ta ilk toplantı yapılmıştı. 13'ünde İngilizlerin tehditleri sonrası Konferans dağılma noktasına gelmiş ve 14 Aralık tarihinde İsmet Paşa'nın, İngilizlerin restini gören konuşmasından sonra önce Lord Curzon ardından da ortam yumuşamıştı. Sonuçta konu alt komisyona gönderilmişti.

İstenenleri de hatırlayalım; Kurtuluş Savaşı günlerinde, Türklere karşı işgalcileri destekleyen azınlıklara af isteniyordu. Azınlıklar eskisi gibi askerlikten para vererek kurtulsun ve ticaretlerine devam etsin deniyordu. Bunlara bir şey olmayacağını Türkiye'de Milletler Cemiyeti temsilcileri kontrol etsin isteniyor, bonus olarak da Ermenilere Anadolu'da bir yurt verilsin derdindeydiler. Bizim mottomuz şuydu; ''Alayına isyan, inadına istiklal!..''

Sir Horace Rumbold
Bir kere, dışarıdan bu azınlıkları bize karşı tahrik etmeyi bırakın diyorduk. Bu tahriklerin bitmesi için Türk-Rum nüfus mübadelesi acil biçimde yapılsın diyorduk. Askerlik yapılacak diyorduk. Bir de Milletler Cemiyeti temsilcisi ile kontrol işleri bize ters, bu sevdadan vazgeçin diyorduk. Ermeni yurdu? Daha Lozan'a gelmeden duyurmuştuk. Bu mesele kırmızı çizgidir. Görüşmeyeceğiz. Görüşmekte ısrar ederseniz konferans bizim için biter...

Bugün yapılan görüşmelerde Venizelos ısrarla Müslüman olmayanların askerlik yapmaya zorlanmaması gerektiğini, Yunanistan'da Müslümanların askerlik yapmak zorunda olmadığını anlattı. Bu uğurda gerekirse Müslüman olmayanlar oy da kullanmasınlar ama yeter ki askerlik yapmasınlar dese de Rıza Nur Bey, bu öneriye katılmadığını söyleyecekti.

Jules Laroche
Sir Horace Rumbold, savaş zamanı İrlandalıları askere almadıklarını söyleyince ona da Türkiye'nin durumunun farklı olduğunu, bu ayrıcalığın yurttaşların eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyleyecekti.

Laroche ise en azından Hristiyanlar, başlarında Hristiyan komutanlar olan özel birliklerde askerlik yapsın önerisinde bulundu. Rıza Nur Bey, bu uygulamanın Balkan Savaşları'nda denendiğini, Hristiyanların hainliğiyle sonuçlandığını hatırlatarak '' Hristiyanları kullanmanın tek yolu, onların, zarar vermelerini engellemek için, birlikler içerisinde dağıtmaktır.'' diyecekti.

Bu da olmayınca İngiliz delege heyetinden Ryan, askerlik görevini para vererek yapmış sayılsınlar dedi. Rıza Nur Bey, azınlıklar için bugünkü tabiriyle bedelli askerlik önerisini de kabul edemeyeceğimizi söyleyecekti.
Raffaele Guariglia

İtalyan delege heyetinden Guariglia ise Hristiyanların hastaneler, sağlık hizmetleri gibi özel hizmetlerde kullanmanın mümkün olup olmadığını sordu. İngiltere'nin savaşa katılmayı vicdanen kabul etmeyen İngilizlerin Kızılhaç hizmetinde kullanıldığı örneğini de vermeyi ihmal etmedi. Cevap olumsuzdu.

Laroche, askerlik ile ilgili zorunluluğu 5 ya da 10 yıl ertelemenin mümkün olup olmadığını soracak, Rumbold ise konuyu Milletler Cemiyeti'ne göndermeyi önerecekti.

Görüldüğü üzere, hep birlikte azınlıklar askerlik yapmasın diye geçmişten gelen bir kapitülasyonun devamı için Rıza Nur Bey'i zorluyorlardı. O da bıkmadan, usanmadan Türkiye'nin görüşünü savunmaya devam ediyordu.

Ferdinand Lammot Belin
(ABD delegesi)
Oturumun sonuna doğru başkanlık yapan Montagna, yarın yapılacak toplantıda azınlıklarla ilgili olarak Bulgarların da konuşmak istediğini söyledi. Rıza Nur Bey, Bulgarların sadece boğazlar meselesi için görüşmelere çağrıldığını hatırlattı. Bu konuda çağrılmamış bir heyetin görüşlerini açıklayacağı bir oturumda kendisinin bulunamayacağını söyledi. ''Türk Temsilci Heyeti, bu toplantılara katılmak istemeyebilir. Fakat öteki heyetlerin böyle davranmaları hakkına itiraz edemez.'' cevabını aldı. Bu tip oturumların, Türk heyeti olmadığı sürece resmi oturum olarak sayılamayacağı görüşünde olduğu cevabını verdi. Saat 13.10 olmuştu ve toplantı sona erdi.

Toplantının ikinci bölümü 17.30'da başlayacaktı. Bu toplantıda da Hristiyanlar ile ilgili kaygılar dile getirildi. Türkiye'deki İslam Hukuku ile onların hukuku arasındaki farklar vs vs

Bugünün bir diğer gündemi maliye ve iktisat sorunlarıyla ilgiliydi. Ancak bu konuda Ankara'nın uzun ve ayrıntılı bir talimat vermesine ihtiyaç vardı. İsmet Paşa, bugün gönderdiği telgrafta '' Maliye işlerimiz iyi değildir. Düşmanın talepleri çoktur. Adamları son derece güçlü uzmanlardır, ısrarlıdırlar, ikna edicidirler. Ankara'dan aldığımız talimat da uzmanların söylediğine göre uygulanabilir değildir...Buradaki maliyecilerimiz arasında fikir birliği olmuyor. Bu durumda Hasan Bey, durumu bir defa Ankara'ya şahsen anlatmayı gerekli görüyor. '' diyecek ve Hasan Bey'in Ankara'ya gidişi için onay isteyecekti. Ankara yani başbakanlık, aynı gün bu talebi onayladığını bildirdi.

Bu arada Noel tatilini geçirmek üzere bazı delegeler Lozan'dan ayrılmaya başlamıştı. Amerika delegesi Grew, günlüğüne; '' (Fransa heyetinden) Barrère ve Bompard, (ABD heyetinden) Amiral Bristol ve Belin Paris'e giderlerken, İtalyan baş delege Garroni Milano'ya doğru yola çıkıyordu...'' diye yazacaktı. Ancak Belin'in adını Lozan Barış Konferansı resmi tutanaklarında yarın ve 26 Aralıkta yapılacak azınlıklar alt komisyon görüşmesine de göreceğiz. Ne diyeyim? Grew için, hayatın yalan mı diyeyim?

Popüler Yayınlar