24 Ocak 2017 Salı

TBMM Lozan Talimnamesi ve Kongreler ve Misak-ı Milli ve Serv Antlaşması



Lozan Barış Görüşmeleri'ne katılan heyetimize, Büyük Millet Meclisi tarafından, görüşmelerde yol göstermesi amacıyla, yetki ve sınırlarını düzenleyen bir talimatname hazırlanmıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın ve Ankara hükümet üyelerinin imzasını taşıyan bu talimatname 14 maddeden oluşmaktaydı. Talimatname şöyle idi:

1-Doğu Sınırı; Ermeni yurdu söz konusu olamaz. Olur ise görüşmeler kesilecektir.(Kırmızı çizgimiz.)

2-Irak sınırı; Süleymaniye, Kerkük ve Musul sancakları istenecektir. Konferansta bundan farklı olarak ortaya çıkacak güçlükler için Bakanlar Kurulu’ndan talimat alınacaktır. Petrol vesaire imtiyazları konusunda İngilizlere bazı ekonomik çıkarlar sağlanması görüşülebilir.

3-Suriye sınırı; Bu sınırın düzeltilmesine olanaklar elverdiğince çalışılacak ve bu sınır şöyle olacaktır: Resi İbn-i Hayn’dan başlayarak Harm, Müslimiye, Meskene ve sonra Fırat yolu Dirizor, çöl ve nihayet Musul Vilayeti güney sınırına ulaşır. 

4-Adalar;  Duruma göre davranılacak. Kıyılarımıza pek yakın meskûn olan ve olmayan  adalar derhal ülkemize katılacak, bu konuda başarı sağlanamazsa Ankara’ya sorulacak.

5-Trakya sınırı; 1914 sınırının elde edilmesi için uğraşılacak.

6-Batı Trakya; Misak-ı Milli maddesi uygulanacaktır.(Halk oylaması -Plesibit- istenecek.)

7-Boğazlar ve Gelibolu yarımadası; Yabancı askeri kuvvet kesinlikle kabul edilemez. Bu nedenle görüşmelerin kesilmesi gerekirse, kesilmeden önce Ankara'ya bilgi verilecek.

8-Kapitülasyonlar; Kesinlikle kabul edilemez. Gerekirse görüşmeler kesilir.(İkinci, kırmızı çizgimizdir.)

9-Azınlıklar; Esas, mübadeledir. (Nüfus değişimi savunulacaktır.)

10-Duyun-u Umumiye (Osmanlı Borçları); Türkiye’den ayrılan memleketlere dağıtımı, Yunanlılara devri, yani tamirata karşılık tutulması, olmadığı takdirde 20 yıl ertelenmesi gerekir. Düyun-u Umumiye İdaresi kalmayacaktır.(kaldırılacaktır) Güçlükler çıktığı takdirde Ankara’ya sorulacaktır 

11-Ordu ve Donanma; Bu konularla ilgili sınırlandırma kabul edilmeyecektir.

12-Yabancı kurum ve kuruluşlar: Türk yasalarına dahil olacaklardır.

13-Bizden ayrılan ülkeler; Türkiye’den ayrılan memleketler için Misak-ı Milli’nin özel maddesi yürürlüktedir.

14-Cemaatler ve İslam Vakıflar Hukuku; eski antlaşmalara göre düzenlenecektir. 



ÖNEMLİ HATIRLATMALAR:



İzmir'in işgalinden dört gün sonra, 19 Mayıs 1919'da, milli mücadele için Anadolu'ya giden Gazi Mustafa Kemal, Amasya Genelgesi ile yaptığı çağrıda, I.Dünya Savaşı’ndan sonra işgale uğrayan Türk topraklarını kurtarmak ve Türk milletinin bağımsızlığını sağlamak için çareler aramak amacıyla seçilmiş ulus temsilcilerinin bir araya gelmesi gerektiğini vurgulamıştı. Ardından Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'nin planladığı Erzurum Kongresi'ne katılacaktı. Mustafa Kemal başkanlığında, 4 Eylül 1919 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında yapılan Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, daha önce gerçekleştirilen Erzurum Kongresi kararlarını genişleterek tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandıracak ve yeni Türk Devleti’nin kuruluşuna temel oluşturacaktı.

Sivas Kongresi'nde Alınan Kararlar :

• Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
• Her türlü işgal ve müdahaleye karşı, millet birlik olarak kendisini müdafaa ve mukavemet edecektir.
• İstanbul Hükümeti, dışarıdan gelecek bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
• Kuvayı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak esastır.
• Manda ve himaye kabul olunamaz.
• Aynı gaye ile milli vicdandan doğan cemiyetler “ Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti “ adı altında birleştirilmiştir.
• Milletimiz çağdaş gayelerin büyüklüğüne inanır ve teknik, sınai ve iktisadi durumumuzu ve ihtiyacımızı takdir eder.
• Mukaddes maksadı ve umumi teşkilatı idare için kongre tarafından bir Heyet-i Temsiliye seçilmiştir.

Anadolu'da bu önemli kararların alındığı dönemde İstanbul yönetiminin siyasi ağırlığı halen devam ediyordu. Bundan dolayı, Sivas Kongresi, vatanın kurtuluşu için bir an önce Meclis'i Mebusan'ın toplanmasını padişaha bildirilmesine karar vermişti.
Misak-ı Milli (Ulusal And) ile Ortaya Konulan Şartlar :

Sivas Kongresi kararına uygun olarak son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı 12 Ocak 1920'de İstanbul'da toplandı. Ancak, Meclisdeki vatanseverler, -bütün çabalarına rağmen- padişahın egemenliğine dayalı sistemin ortam ve alışkanlıklarını yok edemediler. Bu durum, Meclis-i Mebusan'a bağlanan son ümitleri de yıktı. Yine de anayasal nitelikte önemli bir karar alınabildi. 28 Ocak 1920 tarihli bu karar, "ulusal and " anlamına gelen "Misak-ı Millî " idi. Temel ilke olarak, "vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü" vurgulanıyordu. Misak-ı Milli, özetle şöyledir :

Osmanlı Meclis-i Mebusanı üyeleri barışa kavuşmak için şu vazgeçilmez şartları ileri sürerler :

• Dünya Savaşının bitiminde imzalanan Mütareke Antlaşmasının çizdiği sınırlar içinde, din, ırk ve asılca birlik oluşturan vatandaşların oturduğu yerler hiçbir biçimde yurttan kopartılamaz.
• Osmanlı Saltanatının ve Halifeliğin merkezi İstanbul’un güvenlik içinde bulunması şartı ile Boğazlar açılabilir. Daha önce bizden ayrılan Batı Trakya'da, Mütareke sınırları dışında tutulmak istenen Kars, Ardahan ve Batum'da halk oyuna başvurulması gerektir.
• Osmanlı Devletindeki Arapların çoğunlukta olduğu yerlerde de halk oyuna gidilmelidir.
• Bağımsızlığımızı sınırlayacak siyasî, ekonomik hiç bir antlaşma kabul edilemez.
• Bu şartlar kabul edilmezse barış yapmak imkânsızdır. 


Meclis-i Mebusan'da alınan ve ilan edilen Misak-ı Millî kararı, Ayan Meclisi'nde görüşülmedi. Dolayısıyla onaylanmak üzere padişahın önüne de gelmedi.

İtilaf Devletleri bu karar karşısında, İstanbul Hükümeti'ni millî güçlere karşı harekete geçmeye zorladılar. 16 Mart 1920'de İstanbul resmen işgal edildi. Meclis-i Mebusan basıldı. Anadolu hareketi yandaşları ve bir kısım aydınlar tutuklandı. Resmi dairelere el kondu.


16 Mart 1922 tarihinde, Osmanlı Devleti fiilen sona ermişti. İki gün sonra toplanan Meclis, çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı.11 Nisan 1920'de padişah tarafından dağıtıldı. Son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı tarihe karışmıştı.

İtilaf devletleri, merkezini işgal ettikleri, Osmanlı Devleti’ni 22 Nisan 1920’de, Paris’teki barış konferansına davet ettiler. Bir gün sonra ise Ankara'da TBMM açılacaktı. Mayıs ayında ise Ferit Paşa kabinesi Mustafa Kemal Paşa için idam hükmü verecek, ayni zamanda Aznavur gibi çeteleri destekleyerek Hilafet Orduları adını verdiği bir kuvvet kurmaya da çalışacaktı.

Osmanlı Devleti’ni Paris’e davet etmeleri üzerine, eski sadrazamlardan Tevfik Paşa, Nâfıa Nazırı (Bayındırlık Bakanı) Cemil Paşa, Dâhiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Reşit ve Maarif Nazırı (Miili Eğitim Bakanı) Fahreddin Beylerin delege olarak Paris’e gönderilmeleri kararlaştırıldı. Bu heyet 30 Nisan 1920 tarihinde Fransa’ya hareket etti.

11 Mayıs 1920 tarihinde Sevr Muahedesi, Babıâli temsilcilerine tebliğ edildi...

Bu arada 22 Haziran 1920’de İngiliz askerlerinin yardımıyla bir Yunan saldırısı daha yapılacaktı. Böylece Balıkesir, Bursa, Uşak da elimizden çıkmış oldu.

Anadolu'daki işgaller devam ederken, Sevr Antlaşması, 10 Ağustos 1920 tarihinde, öğleden sonra saat 16.00’da, Sèvres Porselen Fabrikası Konferans Salonu’nda protestolar altında imzalanacaktı.

Babıâli (İstanbul'daki Padişahlık makamının o dönemdeki artistik adı) bu imzayı yayınladığı bildiride “yirmi iki aydan beri mütareke namı altında devam eden tezebzüb ve bikaraiye (karışıklık ve kararsızlık) son verilmiştir” diyerek kamuoyu ile paylaşacaktı. Sevr Antlaşması, 433 maddelik ve 150 büyük sayfalık bir vesikadır. Ekler, haritalar ve diğer belgeler bunun dışındadır. Tarih kitaplarında gıyabında 'Osmanlı'nın Ölüm Fermanı' diye bahsedilmektedir.

Bu antlaşmanın maddelerinden uzun uzun bahsetmeyeceğim. Bu antlaşmaya göre memleketimizin nasıl ve kimler tarafından paylaşılacağına dair planlamayı anlamak için aşağıdaki haritaya göz atmak yeterli olacaktır.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar