27 Ocak 2017 Cuma

15.11.1922 İsmet Paşa'nın Paris'de Yaptığı Görüşmeler

Paris'deki Lyon Tren Garı
İsmet Paşa ve beraberindekiler, trenle, dokuz saat kadar süren bir gece yolculuğundan sonra,15 Kasım 1922 Çarşamba sabahı saat 06.35'te Paris'in Lyon garına vardılar. Türkiye'nin Paris Mümessilliği personeli ve bazı Türk vatandaşları tarafından karşılandılar. 


Paris ziyaretinde konaklamaları için Paşa'ya ve yanındakilere Crillon Oteli'nde yer ayrılmıştı. 

http://www.crillon.com/en/






Uşi Anlaşması için Osmanlı ve İtalyan delegeler:
(soldan sağa) Pietro Bertolini, Mehmet Nabi Bey,
Guido Fusinato, Rumbeyoglu Fahreddin, Giuseppe Volpi.
Oradan Mümessilliğe gidildi. Mümessillik binası, eski Osmanlı Büyükelçiliği binasıydı. Ankara Hükumeti Mümessilliği buraya 15 gün önce (Saltanatın kaldırılması üzerine) yerleşmişti. Aslında bir yıl önce Ankara Mümessilliği Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle bu binaya yerleştirilmek istenmiş, fakat bu istek o zamanki İstanbul Hükumeti tarafından reddedilmişti. Ancak Büyük Zaferden ve Osmanlı Hariciyesinin kaldırılmasından sonra,Osmanlı Murahhası Mehmet Nabi Bey binanın anahtarlarını  Ankara   Hükumeti Mümessili Ahmet Ferit (Tek) Bey'e  teslim etmişti. 


Söz Mehmet Nabi Bey'e gelmişken bir bilgi daha vermek gerekiyor. Yukarıdaki resimde,1912 yılında Lozan'ın Ouchy (Biz Uşi diyoruz.) semtinde İtalya ve Osmanlı arasında yapılan anlaşmanın imzalandığı an görülüyor. İtalya ve Osmanlı arasında yapılan anlaşmaya İtalyanlar Lozan Anlaşması,biz Türkler Uşi anlaşması diyoruz. Bizim Uşi dememizin nedeni 1923'de Lozan'da imzaladığımız anlaşma ile karıştırmayı önlemek. Peki, Mehmet Nabi Bey'in Osmanlı adına imzaladığı  Uşi Anlaşması'nın en önemli maddelerinden birisi nedir? Osmanlı Ege'deki 12 adayı İtalyanlara bıraktı...

Dr. Nihat Reşat (Belger) 
Tekrar Paris'deki İsmet Paşa'ya dönecek olursak;Paşa,elçilikte ziyaretleri kabul ediyordu.  Paris'te İsmet Paşa'yı ilk gören ve ziyaret boyunca yanından ayrılmayan Dr. Nihat Reşat (Belger) Bey oldu. Ölüm yatağında Atatürk'ün başucunda bulunan Doktor Nihat Reşat Bey, Kurtuluş Savaşı yıllarında Paris'teydi. Savaş yıllarındaki tedavi hizmetleri dolayısıyla Fransızların güvenini, takdirini kazanmıştı. Savaş yıllarında Ankara'nın adeta yarı resmi temsilcisi gibi çalışmıştı. Kendisine çeşitli özel görevler de verilmişti. Büyük Zaferden hemen sonra, Mudanya Mütarekesi arifesinde de özel görevle Londra'ya yollanmıştı. İngiliz devlet adamları, siyasi partiler ileri gelenleri ile görüşmeler yapmıştı. Resmi sıfatı yoktu ; ama kendisine Ankara Hükumetinin Londra Temsilcisi gözüyle bakanlar vardı.İsmet Paşa, Dr. Nihat Reşat Bey'den, İngiliz politikası hakkında bilgiler aldı ; Paris'te onu, Ferit Bey ile birlikte yanında bulundurdu..

Dr. Nihat Reşat Bey'den sonra, M. Franklin-Bouillon da İsmet Paşa'yı ziyaret etti. TBMM Hükumeti ile Fransa arasında Ankara Antlaşması'nı imzalamış olan M.Franklin-Bouillon, Kurtuluş Savaşında Türk-Fransız yakınlaşmasının başlıca mimarlarındandı. Ankara Anlaşması, Türkiye tarihinde Büyük Millet Meclisi'nin ilk kez bir İtilaf Devleti tarafından resmi olarak tanınmış olmasını sağladığı için ayrıca önemli bir belgedir. Franklin Bouillon'un ziyareti ile ertesi gün İsmet Paşa'nın Başbakan Poincare ile yapacağı görüşmenin hazırlığı yapılmıştı.

Franklin Bouillon,bu görüşmeden sonra İsmet Paşa'yı o zamanki Fransa Milli Savunma Bakanı'nın olduğu Painleve ve aynı zamanda Fransa Maliye Bakanı'nın olduğu bir öğle yemeğine davet etti.İsmet Paşa'ya  yaveri Atıf Bey eşlik ediyordu. Bu yemekte Türk ordusunun kahramanlığından ve Türk milletinin fedakarlıklarından bahseden Fransızlar, Türk heyetinin kendileriyle ilgili konularda görüşlerini öğrenmek için çok çaba sarfettiler. Ancak İsmet Paşa onlara duymak istediklerini söylemedi. Ketum davrandı.



Mösyö Franklin Bouillonn ve İsmet Paşa'nın
Türkiye günlerinden bir resmi. 

Çok ilginç şeyler oluyordu. Fransa,Türkiye ile özel iletişim kurunca bu durumdan İitilaf Devletleri'nden müttefiki İngiltere çok rahatsız olmuştu. Paris'e, Türkiye Dışişleri Bakanı'nın kendisi, İngiltere Dışişleri'nin de muhtırası aynı gün gelmişti. İsmet Paşa Lozan'a döndükten sonra,büyük konferansın başlamasına sadece bir gün kala Lord Curzon da İngiltere adına Paris'i ziyaret edecekti. 


 Gazeteler Türk Başdelegesi'nin gelişiyle İngiliz muhtırası haberlerini aynı sütunlarda, hatta aynı başlık altında veriyorlardı. La France adlı akşam gazetesinin başlığı, "İsmet Paşa Paris'te - Lord Curzon müttefiklere bir muhtıra yolladı" şeklinde idi. 



Gazetede İsmet Paşa'nın şu demeci yer alıyordu :
"Lozan'da Müttefiklerin bir çeşit ültimatomu ile karşılaşacaksak ve bazı haklı milli emellerimizi müzakere edip tanıtamayacaksak bizi (buraya) getirmeye lüzum yoktu..
"Ankara Hükumeti, mutlak bağımsız bir Türkiye kurmak istiyor : Himayesiz ve özellikle kapitülasyonsuz..
"Bulgaristan, Sırbistan, Çekoslovakya gibi, biz de neden tam bağımsız bir devlet olmayalım ? Komşularımızda yabancılar, yerli kanunlara uyarak, serbestçe ticaret yapabiliyorlar. Türkiye'de neden başka türlü olması isteniyor ?..
"Boğazlar konusunda hiçbir ciddi güçlük yoktur. Şu şartla ki, saldırı halinde İstanbul'u etkin biçimde savunabilecek durumda olalım. 
"Adil bir barış yapmak kolaydır. Yeter ki, Türkiye'nin büyük bir siyasi evrim geçirdiği ve bundan böyle kendi kaderine hakim olmak kararında olduğu gerçeği kabul edilsin.."




İ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar