31 Ocak 2017 Salı

16.11.1922 Paris'de Görüşmeler Poincare ile Devam Ediyor





Palais de l'Élysée / Elysee Sarayı Paris

































İsmet Paşa, 16 Kasım 1922 Perşembe günü Paris’te Fransa Başbaşkanı Raymond Poincaré ile yaptığı görüşmede kendisine ana hatlarıyla şunları söylemiştir.

“Barışın gecikmesi Türkiye’nin ıstırabına ve beklenmedik olayların çıkmasına sebep olur. Ne harp ve ne de barış olan bugünkü duruma bir an önce son vermek gerekir.
  1.  Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin siyaseti Misakı Millî’ye ve akdedilmiş antlaşmalara dayanır. Bu kavram içinde sözleşmelerle Ankara anlaşması da yürürlüktedir. 
  2.  Kapitülasyonların kesin olarak kaldırılması Türkiye’nin hayat ve bağımsızlığının ana koşuludur. Bu konuda hiçbir fedakârlık kabul edilemez. 
  3.  Konferansta Türk istekleri ve özellikle kapitülâsyonlar konusunda Fransa’nın, Türkiye’yi destekleyeceğini umuyoruz.
  4. İngilizlerin muhtırası ve isteği üzerine, Türk delege Heyetinin, müttefikler arası önceden kararlaştırılmış maddeler karşısında bulundurulması ihtimali, Türkiye ve onun temsilcileri üzerinde olumsuz bir etki yaratır
Mustafa İsmet İnönü

İsmet Paşa’nın aktardığına göre, ikilinin görüşmesi sırasında kapitülasyonlar konuşulurken aralarındaki gerilim artmıştır. Çünkü kapitülasyonlar İtilaf Devletleri’ni tedirgin eden en önemli konuydu. Türkiye’de kapitülasyonların kaldırılmasının kötü örnek olacağı ve bu işin Çin’e kadar bütün Doğu milletlerini harekete geçireceğini düşünüyorlardı.

İsmet Paşa’nın “Bu kapitülasyonlar bizim için baş meselelerden birisidir. Bu hallolmadıkça sulh olmaz” sözüne karşılık Poincaré, “Canım bunun için sulh geri kalmaz. Geçici, bir yardımcı şekil elbette buluruz” demiştir. İsmet Paşa anılarında, görüşmenin bir tartışmaya dönüştüğünü ve Poincaré’nin mali kapitülasyonların kaldırılmasına taraftar olurken adli kapitülasyonların kaldırılmaması konusunda direndiğini belirtmiştir.

İsmet Paşa’nın, Poincaré ile yaptığı görüşme Türk basınında da yer bulmuştur. İkdam ve Vakit gazetelerinde İsmet Paşa’nın, görüşmelerinde Poincaré’ye ertelemenin sakıncalarını anlattığı ve bu konuda uyarılarda bulunulduğu belirtilirken,İleri gazetesinde de Suphi Nuri (İleri) Bey Fransızların Türkleri iyi tanıdığını söyleyerek, barış görüşmeleri sırasında Fransızlardan ümitli olunduğunu ifade etmiştir.


İsmet Paşa’nın, Poincaré ile görüştüğü gün, İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon da özel bir kuryeyle ve ivedilikle Paris’e muhtıra yollamış ve böylelikle bu görüşmeden İngiltere aleyhine bir sonuç çıkmasını önlemeye çalışmıştır. Muhtırada, konferans sırasında Türkiye ile konuşulacak olan konular, Batı Trakya, Trakya Sınırı, Boğazlar, Kapitülasyonlar şeklinde 11 madde olarak sıralanmış ve bu konularda İngiltere’nin düşüncelerinin ne olduğu belirtilerek Fransa’nın desteği istenmiştir. Burada dikkat çeken konu ise belirtilen hususlarda İngiltere’nin Misak-ı Milli ile taban tabana zıt düşünüyor olmasıdır.


İsmet Paşa, Poincaré ile görüşmesinden sonra Paris’teki bütün basın temsilcilerini Crillon Oteli’ne çağırarak bir basın toplantısı yapmıştır. Toplantıda, Türkiye’nin barış istediğini, kapitülasyonların kaldırılması konusunda kesin kararlı olunduğunu ve asla geri adım atılmayacağını ve bağımsızlığın mutlak bir şekilde elde edilmek istendiğini belirtmiştir. Bu arada Türkiye’nin ve İngiltere’nin, Fransa’ya karşı takındığı tutumu, her iki devletin de Fransa’yı kendi yanında tutma, bir başka deyişle kazanma çabası olarak değerlendirmek mümkündür.


Paul Painlevé 
İsmet Paşa, Poincaré ile görüştüğü günün akşamı, Mösyö Franklin Bouillon ve Fransız Savunma Bakanı Painlévé tarafından yemeğe davet edilmiştir. Bouillon, İsmet Paşa’nın daha önceden tanıdığı bir devlet adamıydı. Kendisiyle Ankara İtilafnamesi’nden sonra cepheyi ziyareti esnasında ve Mudanya Mütarekesi görüşmeleri sırasında karşılaşmıştı. Yemek sırasındaki görüşmenin ana konusunu, İsmet Paşa’nın, Poincaré ile yaptığı görüşme ve Poincaré’nin kapitülasyonların kaldırılmasına yönelik direncini anlatması oluşturmuştur. Konuşma sırasında, İsmet Paşa’nın, Poincaré’nin bu konudaki ısrarının nedenini anlayamadığını söylemesi üzerine, Boullion kendisine, Türklerin davasının Fransa’da devlet adamları tarafından halen tam olarak algılanamadığını, bu nedenle konferansı kesintiye uğratmadan, inatla, kararlı ve sabırlı bir şekilde Türklerin isteklerinin ne olduğunun anlatılması gerektiğini tavsiye etmiştir.


İsmet Paşa, 16 Kasım’da Fransa Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ile de görüşmüştür. Müsteşar görüşme sırasında söyleyeceklerinin kişisel düşünceleri olduğunu belirttikten sonra, barışın mutlaka sağlanacağını, ancak ilk görüşmelerin zor geçeceğini ve bundan etkilenmeyerek Türkiye’nin davasının soğukkanlılıkla savunulması gerektiğini tavsiye etmiştir. İsmet Paşa’nın soruları üzerine de ne Boğazlar ne de diğer konular hakkında bir güçlük yaşanmayacağını sözlerine eklemiştir. Müsteşar ayrıca İtilaf Devletleri’nin konferansa bir proje ile gelmeyeceklerini ve konferansta anlaşmanın karşılıklı müzakerelere bırakılacağını belirtmiştir. Ancak Türkiye’nin de önceden belirlenmiş bir projeyi masaya koymaması veya bunu kabul edin ya da biz müzakereyi bırakacağız dememesi gerektiği üzerinde durmuştur. İsmet Paşa’nın Türk isteklerinin rahatsızlık yaratacak düzeyde olmadığını ve pazarlık esasının hoş görülmeyeceğini belirtmesi üzerine de bu düşünceye katıldığını, ancak konferansta başarı sağlanmasının karşılıklı anlayış ve fedakârlığa bağlı olduğunu söylemiştir.

İsmet Paşa, Crillon Oteli’nde düzenlediği basın toplantısından ayrı olarak Paris’in etkin yayın organlarından biri olan Le Temps gazetesine de özel bir demeç vermiştir. 16 Kasım’da yayınlanan demecinden anlaşıldığı kadarıyla, Fransızlara güvence vermek ve onları Türkiye’nin yanında tutmak isteyen İsmet Paşa, gazeteye verdiği demecinde, yine Misak-ı Milli’nin Türkler açısından görüşmelerde temel alınacağını belirterek Türklerin barışçı ve barıştan yana olduğunu, Fransa’ya karşı bir düşmanlık beslenmediğini, aksine Türklerin isteklerinin sağlanması konusunda Fransa’ya çok fazla güvenildiğini söylemiştir.
Baron Romano Avezzano

İsmet Paşa, Paris’te bulunduğu sırada İtalyan Büyükelçisi Baron Avezzana ile de görüşmüştür. İtalyan Büyükelçisi de konferansta büyük güçlükler yaşanabileceğini, kendilerinin İtilaf Devletleri’nden ayrı hareket etmeyeceklerini söylemiş buna karşın görüşmelerin bir sonuca ulaşacağını da belirtmiştir. İsmet Paşa da büyükelçiye İtalya ile ayrıca anlaşılabileceğini ve İtalya’nın menfaatlerinin göz ardı edilmeyeceğini ve büyükelçinin isteği üzerine bunu hükümetine bildirebileceğini söylemiştir.




Vahdettin İngilizlerden Sığınma Talep Ediyor

16 Kasım 1922 sabahı Mehmet Vahdettin’in kendi elyazısıyle yazılmış iki satırlık şu mektubu General Harington’a iletildi: 

'' Dersaadet İşgal Orduları Başkumandanı General Harington Cenablarına İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden, İngiltere Devleti Fehimesine iltica ve bir an evvel İstanbuldan mahallı ahıra naklimi taleb ederim efendim. 
16 Teşrinisâni 1922 
Halifei Muslimin (İmza) 
Mehmed Vahideddin '' 

Son Padişah Vahdettin, İngilizlerden iltica/sığınma talep ediyordu...


Ertesi gün cuma idi. Halifenin Selâmlık töreninde bulunması gerekiyordu. Vahdettin bunu göze alamazdı. Törenden önce kaçmaya karar verdi. Halifenin yazılı mektubunu da aldıktan sonra General Harrington hemen kaçırma hazırlıklarını tamamladı. Ertesi sabah için her şey hazırdı.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar