22 Ocak 2017 Pazar

5-11 Kasım 1922 Lozan'a yolculuk

Mustafa Kemal Paşa, Ankara Garı'nda İsmet Paşa'yı 
Lozan'a yolcu ediyor.
(Görüşmelerin ikinci dönemine ait bir resim.)

5 Kasım 1922’de Türk heyeti, Lozan Barış Konferansı'na gitmek üzere hazırlıklarını tamamlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, tarafından bizzat uğurlanan heyet, üç vagonlu özel bir trenle  Ankara Garı’ndan İstanbul’a doğru hareket etti.

İsmet Paşa ve beraberindekiler, İstanbul’a giderken, trenin geçtiği hat boyunca kalabalık halk toplulukları tarafından coşkuyla karşılanıyorlardı. 7 Kasım 1922’de Haydarpaşa Tren İstasyonu 'nunda yine çoşkulu bir kalabalık tarafından karşılanan heyetimiz İhsan ve Nil adlı istimbotlarına binerek Sirkeci rıhtımına çıktı ve orada da yine halk ve resmi heyet tarafından karşılandı.

Heyet  İstanbul’a ulaştığında İngiltere Yüksek Komiseri(General Harington), İngiltere’deki seçimler nedeniyle Lord Curzon’un konferansa katılımının gecikeceğini ve bu nedenle konferansın açılışının ertelenebileceğini söylemişti. Ancak Lozan’a gidişi ertelemelek için resmi ve kesin bir bilgiye sahip olmak gerekiyordu. İhtimallere göre hareket edemeyeceğimizin farkında olan İsmet Paşa, konferansın ertelendiğine yönelik TBMM’ye resmî bir bildiri yapılmadığı için heyetini daha önce kararlaştırılan tarihte Lozan’da olacak şekilde planlama yapmıştı.

Aynı günün akşamı İsmet Paşa, basına verdiği demeci anılarında şöyle anlatacaktı “Bu beyanatımda, sulh arzumuzu, mukavelelere riayetli olduğumuzu, bir an evvel neticeye varmak istediğimizi belirtiyordum. Mukavelelere riayetli olduğumuzu söylerken kastım, Fransızlarla yaptığımız Ankara İtilaf Mukavelesi idi. Bu mukaveleye riayeti, bu fikri belirtmek istiyordum. Aynı zamanda umumi olarak, tafsilata girmeksizin hep Büyük Millet Meclisinin yaptığı ve yapacağı mukaveleleri işaret ederek, umumi efkârı teskin etmeye çalışıyordum.

Gustav Oscar Wallenberg

İstanbul’da kaldığı süre içinde de diplomatik faaliyetlerde bulunan ve yabancı basına demeçler veren İsmet Paşa, 8 Kasım 1922 Çarşamba günü, Türk dostu olarak bilinen, İsveç’in İstanbul’daki Büyükelçisi Gustav Oscar Wallenberg’in isteği üzerine kendisiyle de görüştü. Görüşme sırasında, İsmet Paşa, Büyükelçiden İsveç’in TBMM Hükümeti ile diplomatik ilişki kurması için çaba göstermesini istemişti. Büyükelçi ise kendisinin daima Türklerin yanında olduğunu, Türklerin lehine propaganda yaptığını, ancak İsmet Paşa’nın isteğinin gerçekleşmesi için hükümetinden talimat alması gerektiğini belirtecekti. Görüşmenin bundan sonraki ve asıl ilginç kısmını İsmet Paşa'nın Başbakanlığa (11 Kasım'da) gönderdiği telgraftan öğrenelim;''Türk dostu olduğunu bildiren elçi, Türkiye'nin şu sırada Amerika'dan 25 milyon dolarlık borç alabileceğini söylüyor. Borç istemenin tam zamanı olduğu görüşünde ve aracı olmak arzusunda. Kendisi bir banker ailedenmiş. Uygun görülürse kendisiyle ilişki kurulabilir. 40-50 milyon lira hazır para, Türkiye için çok önemlidir.''

İsmet Paşa ve beraberindeki heyet, İstanbul’da kaldıkları sırada halk tarafından yoğun ilgi ve alakayla karşılanmışlar ve çeşitlili ziyaretler gerçekleştirmişlerdi. O zamanki ismiyle Darülfünun yani İstanbul Üniversitesi'ni ziyareti sırasında öğrencilerden biri heyetin başkanı olan İsmet Paşa’ya yaklaşıp, ''Bizi bu şanlı zaferden sonra en şanlı barışa kavuşturacak olan baş murahhasımıza imza için Darülfünunun kalemini takdim ediyorum” diyerek kendisine altın bir kalem sunmuştu. Aynı şekilde İstanbul ilkokul öğretmenleri de İsmet Paşa’ya altın bir kalem armağan etmişlerdi.

İsmet Paşa, İstanbul’dan Lozan’a hareket edeceği gün, Le Petit Parisien adlı Fransız gazetesi muhabirine de bir demeç vermişti. Türkiye’nin kararlı tavrını ve barış yapılması konusundaki hassasiyetini bir kez daha dile getirdiği demecinde, Türkiye’nin barışı herkesten çok istediğini ve kapitülasyonların kesinlikle kaldırılması gerektiğini belirterek Fransa’nın Türkiye için öneminden söz etmişti.

İsmet Paşa ve Türk Heyeti Lozan'a gitmek üzere Şark 
Ekspresi'ne doğru yürürken onları İstanbul'dan 
Refet(Bele) Paşa uğurluyor...
İsmet Paşa, Lozan’a gitmeden önce, yine 8 Kasımda, Amerikalı Amiral Bristol ile görüşmüştü. Lozan'a gözlemci olarak katılan Amerika heyetinde de yer alacak olan Amiral Bristol o günü günlüğünde fazla detaya girmeden şöyle anlatacaktı; ''Türk Milliyetçi Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı ve Lozan Barış Konferansı delegesi İsmet Paşa ziyaretime geldi. Görüşme resmi ve mevcut şartlar altında olağan bir şekilde gerçekleşti. İsmet Paşa sivil elbise giymişti, yanında ona refakat eden ve tercümanlığını yapan kişi de aynı şekilde giyinmişti. Kendisine, Lozan’daki konferansın ertelenmesi ile ilgili bilgisi olup olmadığını sorduğumda, bir şey bilmediğinive konferansın toplanacağı gün olarak belirlenen 13 Kasım’da Lozan’da olabilmek için yarın [9 Kasım’da] yola çıkacağını söyledi. İsmet Paşa ufak tefek bir adamdır ve yüzündeki hatlar da ufak tefek bir adam izlenimi vermektedir. Ağır derecede sağırdır ve nazik bir kişiliğe sahiptir''

İki gün İstanbul'da kalan Türk Heyeti, 9 Kasım 1922 Perşembe öğlen yarımda Sirkeci Garı'nda büyük bir törenle, meşhur Şark Ekspresi'ne (Orient Express) binerek Lozan'a doğru hareket etti. Yolculuk üç gün sürecekti.

Birinci Dönem Lozan Konferansında giden heyetimiz; 3 delege, 24 danışman, 8 katip, 2 subay olmak üzere 37 kişiydi. Bu ekibe ek olarak görüşmeleri takip etmek ve Türkiye kamuoyuna bilgi vermek için üç basın mensubu ile İsmet Paşa'nın ekibe dahil ettiği beş koruma görevlisi de bulunuyordu.

Katiplerin çoğu Dışişleri Bakanlığı'nda görev yapan genç memurlardı. Bu gençler, Lozan'da sıkı bir diplomasi stajından geçecek ve gelecekteki Türkiye Cumhuriyeti'nin üst düzey diplomasi kadrolarını oluşturacaklardı. İlk dönemde Türkiye Cumhuriyeti Elçilerinin üçte biri Lozan Okulu'nda geçmiş olan diplomatlar olacaktı; Münir Ertegün, Zekai Apaydın, Yusuf Hikmet Bayur, Tevfik Bıyıkoğlu, Ruşen Eşref Ünaydın, Yahya Kemal Beyatlı, Emin Ali Türkgeldi, Cevat Açıkalın ve (ikinci dönemde konferansa katılacak olan Tevfik Kamil Koperler...

9 Kasım 1922 Perşembe; Mısır, Sudan, Musul ve Süleymaniye bağımsızlıkları için Gazi Mustafa Kemal'den yardım istiyor

Gazi Mustafa Kemal'e gönderdikleri telgraflarda, Mısır Kadınlar Derneği Başkanı Lebibe Ahmet; ''Ekselans, toplanacak kongrede, Mısır'ın ve Sudan'ın tam bağımsızlığı için sizin desteğinizi rica ediyoruz.'' diyerek , Musul adına Şeyh Ahmet ve Süleymaniye adına Seyid Ahmet Hüseyin ise ''Üç buçuk seneden beri antlaşmaya aykırı olarak İngilizlerin işgalinde bulunan Musul ve havalisinin kurtarılmasını Zat-ı Samilerinden istirham eyleriz efendim.'' diyerek yardım istiyorlardı.

10 Kasım 1922 Cuma günü, Türk Heyeti Sofya’dan geçerken, Bulgaristan İçişleri Bakanı ile (Sobranya) Meclisi Başkanı, treni karşılayarak Türk heyetine iyi yolculuklar dileyecekti. 

11 Kasım 1992 Cumartesi günü, Lozan'a varmadan önce son hazırlıkları yapmakla ve yazışmalar ile geçecekti. Ertesi gün Lozan'a varılacak ve uzun yolculuk nihayet sona erecekti..

Şark Ekspresi'nin güzergahı
















Şark/Doğu Ekspresi

1883 yılında Paris - İstanbul seferine başlayan Şark Ekspresi, Fransızların  Vagon-Li şirketine aitti. Büyük başkentlere uğrayarak İstanbul'a varan tren dönemin en lüks ulaşım aracıydı. Çok varlıklı insanlar, soylular, gezginler ya da üst düzey diplomat ve memurlar tarafından kullanıyordu. Şirket İstanbul'a gelen misafirler alıştıkları lüks yaşantılarını sürdürülebilsin diye 1892 yılında başladığı -ortağı olduğu-Pera Palas Oteli'nin inşaatını 1895 yılında tamamlamıştı.



Pera Palas Oteli

Pera Palas Oteli
O dönem İstanbul'unun en avrupai yeri olan Tepebaşı'ndaki Pera Palas'ın  mimarı Alexander Vallaury idi. Vallaury aynı zamanda İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin de mimarıdır. 

101 numaralı odası Mustafa Kemal Atatürk adına müze-oda şeklinde düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır.

İstanbul'un işgali sırasında savaş muhabiri olarak bulunan Ernest Hemingway, ünlü polisiye roman yazarı Agatha Christie, Pierre Loti ve Alfred Hitchcock gibi popüler isimlerle birlikte pek çok kral, kraliçe ve önemli devlet adamlarını ağırlamıştır.





























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar