23 Şubat 2017 Perşembe

11.12.1922 Ankara ile telgraf trafiği ve İngilizlerin gece yarısı süpriz hamlesi



11 Aralık 1922 Pazartesi günü alt komisyonların çalışmaları ile geçecekti. Delegeler ise merkezleri ile yoğun bir telgraf trafiği içerisinde bilgi ve fikir alışverişi içerisindeydiler.

Gazi Mustafa Kemal ve Rauf Bey

Başbakan Rauf Bey, Ruslar Ankara'ya Boğazlarla ilgili bir nota verdiğini bildiriyordu. Ruslar, Ankara elçileri Aralov aracılığıyla ilettikleri raporda '' Boğazlar bütün yabancı savaş gemilerine kapalı olmalı. Lozan'daki Türk heyeti ise bu görüşten ayrılmak eğilimindedir. Rus hükümeti bu noktaya Türk Hükümeti'nin dikkatini çekmeyi görev bilir. Bunu 1921 Türk-Rus Antlaşması'nın çiğnenmesi sayar, Lozan'da Türk ve Rus heyetleri hareket etselerdi daha iyi sonuç alınırdı.'' diyorlardı. İsmet Paşa dün boğazlarla ilgili olarak Türk Hükümeti'nin görüşünü sormuştu ama bu sorusuna cevap gelmemişti.

İsmet Paşa, Mustafa Kemal'e bir telgraf gönderdi. Raporunda; hal ve hatırını sorduktan sonra konferansın gidişi ile bilgi veriyordu. Boğazlar meselesiyle ilgili olarak İngilizlerin başını çektiği müttefik devletler ve karşı taraflarındaki Rusya'nın arasında kalmış olmaktan,her iki tarafın da kendi görüşünü dayatmaya çalışmasından rahatsız olduğunu anlatıyordu. Bu gerginliğin konferansın kesilmesine neden olmayacağına inandığını söyledikten sonra ''Musul işi ağırdır'' diyor, yaptıkları işin olağanüstü olsa da bu görevi yapma gayretlerinin kendilerine kuvvet kaynağı olduğunu belirterek sözlerini tamamlıyordu. Mustafa Kemal, konferansa dair görüş ve önerilerini bekleyen , İsmet Paşa'nın telgrafına yarın cevap verecekti.

          Nevile Henderson

Yine bugün İngiltere'nin İstanbul'da bulunan Yüksek Komiser Vekili Neville Henderson ise Lord Curzon'a gönderdiği telgrafta 2 Aralık 1922'de üç miletvekili'nin TBMM'de verdiği Seçim Kanunu değişiklik teklifi hakkında bilgi veriyordu ; ''Eğer kanun kabul edilseydi Mustafa Kemal, milletvekili seçilemeyecekti. Hedef alınan Mustafa Kemal, gitgide büyüyen muhalefetle uğraşmak zorunda kalıyor. Saltanatın kaldırılması muhalefeti güçlendirmiştir. Meclisteki muhalefet, Mustafa Kemal'in önünde Halife-Padişahtan daha büyük engeldir.'' 
Daha çok bilgi almak isterseniz Bilal N Şimşir'in İngiliz Belgelerinde Atatürk isimli eserine bakabilirsiniz.

Lozan'da görüşülecek gündemi konferans başkanları belirliyordu.Genelde gündem kararlaştırıldıktan sonra, toplantıdan bir gün önce de ilgili heyet delegelerine tebliğ ediliyordu. Böylece ilgili heyetler o günü ertesi gün yapılacak görüşmeye hazırlık yaparak değerlendiriyorlardı. Lord Curzon bu kuralda bir değişiklik yaptı ve yarın yapılacak görüşmenin konusunu gece yarısı Türk heyetine tebliğ ettirdi.

Türk heyeti gün içi oturumları takip ediyor, akşamları diğer heyetlerle özel görüşmeler yapıyor,sonra otele geçip bugün hakkında Ankara'ya rapor veriyor, Ankara'dan gelen telgrafları cevaplıyor ve ertesi güne hazırlanıyordu. Bu ritüel genelde sabahın ilk ışıklarına dek sürüyordu.Ancak bu işler bittikten sonra uyumak için biraz zaman kalıyordu. İsmet Paşa, günlerdir sabaha kadar çalışıp yorgun düştüğü ve ertesi gün de komisyon toplantısı yapılacağına dair gün içinde tebliğ yapılmadığı için erken yatmıştı. Lord Curzon'ın gece yarısı gönderdiği tebliği alan Genel Sekreter Reşit Saffet Bey (Atabinen), ''kıyamamış'' ve bu bilgiyi vermek için İsmet Paşa'yı uyandırmamıştı.

Oysa Lozan'da İsmet Paşa, Ankara'da Mustafa Kemal, gecenin hangi saati olursa olsun önemli durumlarda kendilerinin uyandırılarak haber verilmesini kesin olarak emretmişlerdi. Yarın, ana komisyonda ''Azınlıklar'' meselesi görüşülecekti ve İsmet Paşa bundan haberdar edilmediği için uyuyordu.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar