24 Şubat 2017 Cuma

12.12.1922 Lozan'da Azınlıklar Meselesi ilk kez görüşülüyor


Görüşmelerin yapıldığı Uşi Şatosu'nda Lozan Konferansı anısına yer alan 
kitabe...


İsmet Paşa
12 Aralık 1922 Salı sabahı

İsmet Paşa, uyandığında Lord Curzon'un dün gece yarısı gönderdiği tebliğ ile bugün Ana Komisyon'da Azınlıklar meselesinin görüşüleceğini  öğrendi. Kendisine bu haberi vermeyen genel sekreterine, çok kızmış, ''millet işi önünde, şahsının düşünülmüş olması mazeretine'' daha da sinirlenmişti. Ancak sinirlenmek bir şeyi değiştirmiyordu...Hızlı bir biçimde, bu konu ile ilgili olarak Türk heyetinin daha önce hazırladığı raporu istedi. Bu rapor, konunun tarihçesini de anlatan, detaylı bir metindi.

Komisyon başkanı olan İngiliz baş delegesi Lord Curzon açılış konusmasına ''Türkiye'deki azınlıklar meselesiyle tüm dünya ilgilidir.'' diye başladı. Müttefiklerin Türkiye'ye saldırmalarının nedenlerinden birinin de ''Anadolu'daki Hristiyan azınlıkları himaye etmek ve mümkünse kurtarmaktı.'' diyerek devam etti. Curzon'a göre himaye görmesi gereken azınlıklar ; Rumlar, Yahudiler, Asuriler, Keldaniler  ve Nasturiler'di. Lord Curzon, özellikle Ermeniler ile ilgili vurgular yapıyor meseleye yine bir ''Haçlı'' ruhu katmaya çalışıyordu.

 Lord Curzon
Konuşmasının sonunda azınlıklar için üç ana istekte bulundu ;
  1. Geniş bir genel af
  2. Askerlikten para karşılığında kurtulma
  3. Seyahat Özgürlüğü
Ardından da Milletler Cemiyeti'nin sürekli kontrolünü ve bu kontrolü uygulaması için Türkiye'de temsilci bulundurması gerektiğini ekledi. Curzon, kapitülasyonları tamamen kaldırmaya çalışan Türkiye'den azınlıklar için yeni ayrıcalıklar istiyordu...

Ardından söz alan Fransız baş delege Barrere ve İtalyan baş delege Garroni de ''şıracının şahidi bozacı'' konseptine uygun biçimde Curzon'ı desteklediklerini içeren konuşmalar yaptılar.

Müttefiklerin konuşmalarından sonra söz sırası İsmet Paşa'daydı...Türk heyeti tarafından bu meseleyi anlatmak için daha önceden hazırlanmış olan; Fransız, İngiliz ve Amerikan tarih, ansiklopedi ve resmi yayınlarından yapılan alıntıların desteklediği raporunu okuması üç saat sürecekti. Böylece kendisine çok geç haber verilmesinin intikamını almış oluyordu.

Türk tezi aslında gayet basitti: Türkiye, Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan uluslararası antlaşmalar ve azınlıklar konusundaki Milletler Cemiyeti kararlarınca belirlenen kurallara uymayı kabul ediyordu. Ermenilere bir anayurt sağlamak,Türkiye'nin parçalanmasına neden olacağı ve bağımsızlık ve egemenlik ile çelişeceği için söz konusu değildi. Gelecekte azınlıkları ve haklarını koruyup gözetecek bağımsız bir kurum ya da örgüt de kesinlikle reddediliyordu. İsmet Paşa,uzun konuşmasının sonunda müttefiklerin isteklerine cevaben şu üç maddeyi sıraladı;   
  1. Azınlıklara yapılan dış tahrikler kesilmelidir.
  2. Bu tahriğin kesilmesi için Türk ve Rum ahalinin mübadelesi yapılmalıdır.
  3. Diğer azınlıklar hakkında Türk liberal siyasetinin verdiği teminat ile yetinilmelidir.
İsmet Paşa'nın Fatih Sultan Mehmet devrinden itibaren azınlıkların tarihini anlatan uzun konuşması için Lord Curzon '' Delegeler, şu ana kadar İsmet Paşa'yı başarılı olmuş mutlu bir general ve güçlü bir diplomat olarak tanıyorlardı. Bugün kendilerine bir tarih profesörü olduğunu da ispat etti. '' yorumunu yaptıktan sonra sırasıyla ; Yunan baş delegesi Eleftherios Venizelos, Amerikan delegesi Richard W. Child, Sırp delegesi Momtchilo Nintchitch söz aldı. Hepsi özetle  Lord Curzon'u destekleyen konuşmalar yaptılar. 
Mr Child

Amerikan delegesi Child konuşmasında Ermenilere ulusal bir yurt verilmesini savundu. Child’e göre Ermenilere yurt vaadi Sevr Antlaşması, İngiltere Dışişleri Bakanının 11 Mart 1920 tarihli konuşması, İngiltere Başbakanının Avam Kamarasında 29 Nisan 1920 tarihli konuşması, Fransa Cumhurbaşkanı Poincare’nin Kilikya Ermeni Başpiskoposuna 16 Şubat 1919 tarihli mektubu, Müttefik Yüksek Konseyinin 9 Mart 1921 tarihli kararı, Milletler Cemiyeti’nin 22 Eylül 1922 tarihli kararları ile verilmişti...

Tarih literatürüne ''Büyük Güçler'' ya da Osmanlı’daki deyimiyle ''Düvel-i Muazzama'' olarak geçen bu ülkeler ve yancıları Türkiye'ye karşı Azınlıklar meselesinde de birlik olmuşlardı.

Tartışmalar sonrasında, görüşmelere yarın devam edileceği kararı verildi...



Mustafa Kemal, İsmet Paşa'nın dün gönderdiği telgrafa özetle şöyle cevap verdi. '' Sağlığım çok iyi.Meclis işlerine dikkat ve güç harcıyorum.Tüm raporlarınızı okuyorum...Tüm sorunların son aşamasını gösteren bir tablo yapmanızı istiyorum. Görüşmelerde nerede durmak gerekeceğine parlak zekanız ve yanılmayan değerlendirmeniz kestirebilir...Sevgiyle gözlerinizden öperim sevgili kardeşim.'' 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar