25 Şubat 2017 Cumartesi

13.12.1922 Lord Curzon ''Bu koskoca memlekette Ermeniler için bir parça yer yok mu?...Biz Milletler Cemiyeti'nin müdehalesinden korkmuyoruz. Çünkü bizim ellerimiz temizdir!..''





İsmet İnönü
13 Aralık 1922 Çarşamba sabahı ''Azınlıklar'' konusu ile ilgili komisyon toplantısı ile başlıyordu. İsmet Paşa, dün yapılan konuşmalardaki görüşleri incelemişti ve bunlara cevap vermek için kürsüdeydi :

''Sekiz senedir Türkiye'de yalnız şu ve bu azınlık değil,bütün halk acı çekmiştir...Türk milleti, azınlıklara uygar dünyanın kabul ettiği hakları tanır. Fakat kendi istiklalini, sınırlayacak hiçbir yeni öneri kabul edemez. Azınlıkları kurtarmanın en iyi yolu, onları dışarıdan lekeleyecek ilişkilerle tahrik etmemek, bu ilişkilerden korumaktır. Bunlar dıştan gelecek bir şefkate dayanmamalıdırlar. O zaman hepsi barıştan sonra Türk vatandaşları ile bir arada yaşarlar.

Türkiye’de kalmak isteyen Ermeniler Türk vatandaşlarıyla kardeşçe yaşabilirler. Ancak Türk toprakları herhangi bir Ermeni yurdu için parçalanamaz. Ne Doğu illerinde, ne Kilikya’da, anavatandan ayrılması mümkün değildir. Zaten Türkiye, bu gün mevcut Ermeni Cumhuriyeti ile antlaşmalar yapmışlardır. Başka bir Ermenistan’ın vücut bulabileceğini Türkiye hayalinden bile geçirmez. 

Azınlıkların gidip gelmeleri ve malları meselesi ise, Türk kanunlarının çözeceği bir iştir. Azınlıklar için kontrol veya temsilci gönderilmesi Türkiye’nin iç işlerine müdahale oluşturacağı için asla kabul edilemez. Azınlıkların koruyuculuğunu Türk bütünlüğüne ve istiklaline zarar verici bir bahane olarak kullandırtamayız!..''


Lord Curzon
Lord Curzon bu konuşma sonrasında ''Madem kimse söz almıyor, o halde İsmet Paşa'ya ben cevap vereyim.'' dedi ve agresif bir biçimde konuşmasına başladı.Uzun uzun azınlıkların hakkını savunmaları gerektiğini anlattıktan sonra Ermenistan'daki bir baronun avukatı gibi Ermenileri savunmaya ve Türkiye'yi suçlamaya başladı. 

''İsmet Paşa, Ermenilerin eskiden Türk idaresinden memnun olduklarını,iki millet arasında daima kardeşlik duygularının bulunduğunu, Ermenilerin son zamanlarda uğradıkları felaketlerin sebebinin yine kendileri,kendi delice hareketleri ve dışarının tahrikleri olduğunu söylüyor. Sorarım bu iddia doğru mudur? Üç milyon Ermeni'den 130,000 kişi kaldı!.Diğerleri nerede? Klikya boşaltıldığı zaman 300,000 Ermeni niçin kaçtı? Niçin yüz binlerce Ermeni, dünyanın her yanınan dağıldı? ...''

İsmet Paşa'nın konuşmasında ''Rumlar ve Yunan Ordusu'' hakkında yaptığı ''Yunanlıların Anadolu'da 27 şehir, 1400 köy ve 98,000 ev yakmışlardır.'' açıklama da Curzon'ın çok zoruna gitmiş olmalı ki, ''Sürekli bunlarla ilgili suçlamalar işitiyoruz. Ancak şunu da söyleyelim ki bu toplantının amacı, bu ve karşı suçlamaları dinlemek değildir.'' deme gereği duyuyordu.

Sonra yine Ermeni meselesine tekrar dönüp '' Bu koskoca memlekette Ermeniler için bir parça yer yok mu?'' diye sordu. ''Türkiye neden Milletler Cemiyeti'ne girmiyor? '' diye de sorarak Türkiye'nin de buraya üye olmasını istediklerini, davetlerini tekrarladıklarını söyledi. Ama diğer yandan İsmet Paşa'nın hiçbir temsilci ya da cemiyetin Türkiye'nin iç işlerine karışmasına izin vermeyeceğine dair sözlerine de kaba bir biçimde yorum yaptı: '' Fransa ve İngiltere'nin tebaası altında milyonlarca azınlık var. Biz Milletler Cemiyeti'nin müdahalesinden korkmuyoruz. Çünkü bizim ellerimiz temizdir!..'

Lord Curzon, konuşmasının finalinde yine agresifleşerek, Türk heyetinin anlama güçlüğü çektiğini, azınlıklar konusunun tüm dünyayı ilgilendirdiğini, burada çözüm bulunmaz ve görüşmeler kesilirse sorumlusunun Türkler olacağını vurgulayıp tehdit etmeyi unutmadı... ( Hep tehdit, hep suçu bize atma gayreti)

'' Bu sabah çok ciddi bir dil kullandım. Çünkü Türkiye heyeti birçok meselelerde olduğu gibi bu işte de konferansın içinde bulunduğu durumu güç anlıyor gibi görünüyor.Bu konferansın amacı var. Müttefikler, bu amaca götüren yol üzerindeki engelleri yıkmaya çalışıyorlar. Türk heyeti, engelleri korumaya çalışıyor. Bu sonuna kadar böyle devam edemez. Avrupa’nın yapacağı başka işler vardır. Azınlıklar işi herhangi bir işten çok dünyanın gözünü çekiyor. Konferans hakkında, bu konuyu halledişine göre hüküm verilecektir. 

Türkler makul olmayan bir tavır alır, bundan dolayı konferans kesilir ise, bütün dünyada Türk heyeti lehine söylenecek tek bir söz var mı? Bilmiyorum. Ankara’da belki, ama başka yerde asla bir dayanak bulamayacaktır.''

Dedi ve konuşmasını bitirirken İsmet Paşa'ya dönüp ; ''Dostluk ve hürmet hisleriyle duygulanmış olarak fikrimi açıkça söyledim. Bu sözleri incelemenizi rica ederim. Bu konuda düşündüğünüzü şimdi mi? öğleden sonra mı söylersiniz?'' diye sordu. ''Sonra cevap veririm.'' cevabını aldı. Sinirler çok gerilmişti. Konferansın kesileceğine dair ihtimaller güçleniyordu.

Öğleden sonra alt komisyonlarda; kapitülasyonlardaki adli sistem,maliye ve gümrük konularında görüşmeler yapıldı. Yarın devam edecek Azınlıklar meselesiyle ilgili olarak öğleden sonra üç Amerikan temsilci heyeti; Richard W. Child, Joseph Grew ve Amiral Mark Lambert Bristol İsmet Paşa'yı özel olarak ziyaret etti. Sözü göçmenlerden açtılar, Ermeni yurdu meselesine geçmeye kalkınca İsmet Paşa'dan red cevabı aldılar. Paşa, konu ile Ankara'ya gönderdiği telgrafta ''Pek ısrarlı görünmediler.'' diyecekti.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar