10 Şubat 2017 Cuma

28.11.1922 Rusya ve Ukrayna Konferansın Tamamına Katılmayı, İtalyanlar 12 Adayı İstiyor





















28 Kasım 1922 Salı

Fransız baş delegesi Barrere başkanlığındaki ikinci komisyonun mali konulara dair görüşmeler devam etti.
Peki dünkü taleplerde ve verilen cevaplarda bir değişiklik oldu mu? Hayır.
Müttefikler bizden işgal tazminatı istemeye,biz vermeyeceğiz demeye, bizim Anadolu'yu yakıp yıkan Yunanlılardan tamirat talebimize karşın Venizelos'un kendilerini acıklı halde göstermeye çalışan samimiyetsiz cevapları devam ediyordu. Venizelos, Osmanlı borçlarının pay edilmesi halinde Yunanlılara pay verilmesine de karşıydı.

Dün kurulmasına karar verilen alt komisyonlardaki uzman ve danışmanlar, kendilerine havale edilen aşağıdaki işlerle meşgüldü.

1. Alt Komisyon ; Duyun-u Umumiye'nin takip ettiği Osmanlı İmparatorluğu'nun dış borçlarının paylaşılması, askeri işgal masrafının Türkiye tarafından ödenmesi ve Yunanlılardan istediğimiz zarar ve ziyanın tazminatını görüşüyordu.

2.Alt Komisyon ; Ulaştırma ve haberleşme yani limanlar, demiryolları, posta, telgraf, hava işleri ve kambiyoları görüşüyordu.

3.Alt Komisyon ; Ticarette gümrük tarifeleri, ticaret gemileri, emlak, edebi mülkiyet hakkı, güzel sanatlar, marka ve patentleri görüşüyordu.

4.Alt Komisyon ; Savaş ve işgal devrinde ait ekonomik meseleler, Türkiye tarafından zaptedilen mülklerin geri verilmesi, bu esnada Türk hükümetleri tarafından yapılan borçlara aktedilen sözleşmelerin ödenip yerine getirilmesi, Türkiye'deki Alman,Avusturya, Macar, Bulgar emlakının tasviyesi, terk edilen topraklardaki Türk emlakı ile ilgili meseleleri görüşüyordu.

5.Alt Komisyon ; Sağlık meselelerini görüşüyordu.
Hamid Bey ( Hasancan )

28 Kasım'da Mali Komisyonun ikinci oturumundan önce İsmet Paşa temas kuran İngilizler, Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne üye olması için ısrarlarını sürdürken, Musul'un Türklere geri verilmesinin imkansız olduğunu ancak önümüzdeki günlerde Lozan'a gelerek petrol konusunda Türk heyetine proje sunacak bir ekibin geleceğini haber verdiler.

Aynı gün İsmet Paşa, Ankara'ya gönderdiği telgrafta Hamid Bey'i özel görüşmeler yapması için Fransa'ya gönderdiğini; Hamid Bey'in Başbakan Poincare ile görüştüğünü bildiriyordu.
Fransızlar da İsmet Paşa'yı Lozan'da görevli delegeleri Bombard ile her gün ziyaret edip güvence vermeye çalışıyorlardı.

Sovyet Rusya ve Ukrayna, Boğazlar konusunda görüşmelere katılmak üzere Lozan'a davet edilmişti. Rusların baş delegesi Çiçerin henüz gelmemişti ancak Rusya'nın Roma Büyükelçisi Vorovski, Lozan'a gelerek İsmet Paşa'yı ziyaret etmişti. Ruslar, konferansın tüm görüşmelerine katılmak istiyorlardı. Ukrayna baş delegesi Rakovski de aynı talepde bulunduklarını İsmet Paşa'ya yaptığı ziyarette söyledi ve Türkiye'nin bu konudaki taleplerine destek olmasını istedi. Boğazlar konusunda katılmalarını desteklediğimiz ancak onlarla ilgisi olmayan diğer kısımlara katılmalarını isteyemeyeceğimizi bildirdik.

Cenevre Konferansı'ndan bir kare soldan ikinci
sırada oturan Vorovsky
Lozan Palas'da İsmet Paşa'yı ziyaret eden İtalyan delegesi Garroni, özel görüşmede 'Türkiye'ye bu kadar dostluk gösteriyoruz ama karşılığında hiçbir şey göremiyoruz .' diyerek ayrıcalık isteyince İsmet Paşa ' Ne istiyorsunuz?' demiş. Garroni de ' zamanında İzzet Paşa'ya bir şeyler yapıldı, bir program olarak onu gönderelim neyi beğenirseniz onu verirsiniz' demiş. Garroni neyi kastediyordu? Ege Adaları Meselesi”nin tarihçesine bakmamız gerekiyor burada.

Ege Denizi’nin güney-doğusunda yer alan Rodos ve 12 Ada, Trablusgarb Savaşı sırasında Nisan-Mayıs 1912 tarihinde İtalya tarafından işgal edilmişti. Savaştan sonra imzalanan 15-18 Ekim 1912 tarihli Uşi Antlaşması ile “Osmanlı Devleti’nin Trablusgarb ve Bingazi’deki asker ve sivil memurlarını çekmesine karşılık İtalya’nın da Rodos ve 12 Ada’yı Osmanlı Devleti’ne iade etmesi” kararlaştırılmıştı. Bununla birlikte bu sırada çıkmış olan Balkan Savaşı sırasında Yunanistan’ın söz konusu adaları işgal edebileceği endişesi yüzünden, İtalya ile gizli bir antlaşma yapılmıştı. 


Marquis Eugenio Camillo Garroni
Gerçekten de Osmanlı Devleti’nin bu endişelerinde haksız olmadığı bir süre sonra ortaya çıkmış ve İtalya’nın geçici işgaline bırakılan adalar dışındaki diğer bütün adalar Yunanistan tarafından işgal edilmiştir. Ardından Londra’da imzalanan 30 Mayıs 1913 tarihli “Ön Barış Antlaşması” ile işgal edilen bütün adalar hakkında karar verme yetkisi büyük devletlere bırakılmıştır. Büyük devletler aralarında yaptıkları görüşmelerden sonra kararlarını vermişler ve bu kararlarını 13 Şubat 1914’te Yunanistan’a ertesi gün de Osmanlı Devleti’ne bildirmişlerdir. Bu karara göre; Gökçeada, Bozcaada ve Meis Osmanlı Devleti’ne bırakılırken, Yunan işgalindeki diğer adalar Yunanistan’a bırakılmıştır. Rodos ve 12 Ada konusunda ise, buraları mümkün olduğu kadar uzun süre elinde tutmak isteyen ve Anadolu’da imtiyaz elde etmek için basamak olarak kullanmayı düşünen İtalya’nın yoğun çabaları sonucu herhangi bir karar verilmemiştir. Osmanlı Devleti bu karardan memnun kalmamış ve Yunanistan ile doğrudan görüşmeler yoluyla, kaybettiği adaların hiç olmazsa bir kısmını geri almaya çalışmışsa da, I. Dünya Savaşı’nın çıkması buna mani olmuştur. 


İzzet Paşa
İstanbul Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı İzzet Paşa ile İtalya’nın İstanbul’daki Yüksek Komiseri Garroni arasında 15 Nisan 1922’de bir anlaşma yapıldı. O zamanki kabine tarafından imza edilir edilmez yürürlüğe girecek olan bu anlaşmayı; eğer bu kabine imzalamadan önce hükümetten çekilirse, yerine geçecek kabine feshetmek yetkisine sahip olacaktı. Bu anlaşmaya göre İtalya, Türkiye’deki İtalyan uyruklarının yeğ tutulmalarına karşılık işgal altındaki Osmanlı topraklarında Türk egemenliğinin yeniden kurulması için çalışmayı üstleniyor; İstanbul Hükümeti de İtalyanlar’ın Balkanlar ve Doğu Akdeniz’deki ekonomik siyasetlerine yardımcı olmayı ve halkın çoğunluğu Müslüman olan yerlerde, Osmanlı etki ve yetkisini İtalyanlardan yana kullanmayı kabul ediyordu.

T.B.M.M.’ce tanınmamış ve yürürlüğe girmemiş olan Sevr Antlaşması’nı saymazsak Türkiye için bu konu tekrar Lozan Konferansı’nda karşımıza çıkmaktadır. Konferanstan önce burada takip edilecek esaslar hakkında Bakanlar Kurulu’nda kaleme alınan ve Lozan’da Türkiye’yi temsil edecek olan delegasyona verilen talimatın 4. maddesine göre, müzakerelerde adalar konusunda duruma göre davranılması, kıyılarımıza pek yakın adaların ülkemize katılması, olmazsa Ankara’dan sorulması isteniyordu.

Bu direktifle Lozan’a giden Türk Delegasyonu Konferans sırasında, Yunan işgalindeki Doğu Ege Adalarını istemiş özellikle Gökçeada ve Bozcaada ile birlikte Limni ve Semadirek adalarının egemenliğinin Türkiye’ye verilmesi konusunda ısrar etmiştir. Fakat bu isteğe Yunanistan ile O’nu destekleyen İngiltere ve müttefikleri; yukarıda belirttiğimiz büyük devletler kararına göre bu adaların Yunanistan’a bırakıldığını, dolayısıyla bir egemenlik probleminin olmadığını ileri sürerek karşı çıkmışlar, bu yüzden de alınmaları mümkün olmamış, 24 Temmuz 1924 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması’nda sadece söz konusu büyük devletler kararında ye-raldığı gibi Gökçeada, Bozcaada ve Tavşan adaları Türkiye’ye bırakılmıştır. Yine bu antlaşmanın 15. maddesi ile Trablusgarp Savaşı’ndan beri İtalyan işgali altında bulunan Rodos ve 12 Ada İtalya’ya devredilmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ise bu adalar da Yunanistan’a bırakılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar