13 Şubat 2017 Pazartesi

01.12.1922 Selanik'den göç eden, Müslüman göçmenler...



Selanik'den göç eden, Müslüman göçmenler




























1 Aralık 1922 Cuma

Lozan görüşmelerinde görüşülecek konuların gündeme geliş sırasını Türkiye belirleyemiyordu. Türkiye dışındaki tüm devletlerin hamisi durumundaki İngiltere bu durumu stratejik üstünlük için kullanıyordu. 1 Aralık Cuma günü de önceden belirtilmiş resmi gündemde bulunmayan bir konu ''nüfus mübadelesi'' gündeme alınmıştı.

Lord Curzon başkanlığındaki Birinci Komisyon ''Savaş esirleri ve nüfus mübadelesi'' konusunun gündeme alındığını belirtip ilk sözü göçmenlerin durumlarını incelemek için Milletler Cemiyeti tarafından görevlendirilmiş olan Dr Fridtjof Nansen'e verdi.

Dr Fridtjof Nansen
Nansen, Rum ve Türk azınlıklarının mübadelesi konusunda yaptığı konuşmada yerlerin yurdundan edilmişler yüz binlerce göçmen bulunduğunu ve bir an önce nüfus mübadelesi yapılması gerektiğini, bu işin Şubat 1923 yani önümüzdeki üç ay içerisinde başlamasını önerdi. Dr Nansen , 1922'de Milletler Cemiyeti adına yaptığı çalışmalar ile Nobel Barış Ödülü kazanmış olan önemli bir Norveçli diplomat ve Lozan'da nüfus mübadelesi önerisini ilk kez ortaya atan kişiydi.

İsmet Paşa, resmi gündem değişikliğini hayretle karşılığını söyledikten sonra Türkiye'nin Milletler Cemiyeti üyesi olmadığını hatırlattı ve Dr Nansen'in çalışmalarını özel nitelikte saydığını, bugün komisyonda yalnızca savaş esirlerinin değişimi konusunun verimli bir biçimde görüşülebileceği kanısında olduğunu söyledi.

Lord Curzon, yersiz yurtsuz kalmış olan zavallı insanlar için bir an önce çözüm bulmak gerektiğini söyleyip görüşmenin başlamasında ısrar etti. Venizelos, işlerin yürütülmesi için bir alt komisyon kurulmasını istedi. (Bu bir Lozan klasiği) İsmet Paşa da Venizelos'un önerisini kabul ettiğini söyledi. Ayrıca Yunan ordusunca zorla alınıp götürülmüş olan sivil ve asker Türk tutsakların hemen serbest bırakılmasını istedi. Kurtarılmış olan Anadolu yakılıp yıkıldığı için evsiz haldeki halkın dolaşıp durduğunu, Rum göçmenlerin Yunanistan'daki Müslümanların evlerinde barınabime olanağı varken yüzbinlerce Türk evsiz-barksız olan kitleyi daha da büyütecek şekilde Türkiye'ye gelmek için Yunanistan'daki evlerini bırakıp çıkmak zorunda kalacaklarını anlattı. Sonra kendisini hazırlıksız biçimde bu konuya sokan komisyonu aynı şekilde şaşırtacak bir teklifte bulundu. ''Eğer nüfus mübadelesi yapılacaksa, İzmir ve İstanbul'u da içine alacak şekilde Türkiye'nin tüm Rum nüfusunu kapsamalıdır. ''

Venizelos ve Lord Curzon bu çapta bir nüfus değişiminin Türkiye'nin ekonomik, siyasal, sosyal  ve endüstriyel zararına olacağını anlatmaya çalıştılar. Sonunda bu konu ile ilgili olarak bir Türk ve bir Yunan temsilcinin yer alacağı, İtalyan bir delegenin başkan olacağı bir alt komisyon kurulması için anlaşıldı. Bu komisyonda aşağıdaki başlıklar incelenecekti;

  1. Sivil tutsaklar sorunu (İsmet Paşa bu maddeye ayrıca önem veriyordu. Çünkü Yunanlılar kaçarken, işgal ettikleri yerlerin özellikle aydın ve varlıklı kimselerini yani ileri gelenlerini de alıp götürmüştü.)
  2. Savaş esirleri sorunu
  3. Nüfus mübadelesi
İsmet Paşa, günün sonunda yaptığı yazışmalarda Ankara'dan yukarıdaki konularla ilgili istatistiki bilgilerin kendilerine acil biçimde gönderilmesini istiyordu.

Muhtar Bey (Cilli)
Türkiye' nin odağını mübadele ile değiştiren İngiltere'nin ana gündemi Musul konusuydu. Lord Curzon, İngiltere'ye gönderdiği telgrafta ''İsmet Paşa ile yaptığım konuşmanın ardından Vernon Clarke ve Forbes Adam, Türk uzman Muhtar Bey (Cilli) ile Irak petrolleri konusunda görüşmeler yaptılar. İlk görüşmede Muhtar Bey, Türkiye'nin Fransa ve ABD gibi Musul'daki petrol şirketine (Turkish Petroleum Company) ortak olmak istediklerini bildirdi. Bu sağlanırsa Musul sorununun İngiltere lehine halledilebileceğini söyledi. '' diyordu.

İkinci toplantıda Türkiye'nin şirkete ortak olması yerine, şirketten bir pay (royalty) ödenmesini Türkiye'nin kabul edip etmeyeceği konusunda Muhtar Bey'in nabzını yoklandı. Lord Curzon bu öneriyi ''bana göre Türkiye'yi tatmin için daha az karmaşık bir yol'' olarak gördüğünü söyledi. Muhtar Bey, Türk heyetinin bu seçeneği düşüneceğini söylüyordu.

Irak petrollerinin işletilmesine İtalyanlar da katılmak istiyordu ve bunu dile getiriyorlardı. Lord Curzon, 1915 Londra Antlaşması'nın 9.Maddesi karşısında İtalya'nın bu isteğini geri çevirmenin güç olduğunu İngiltere'ye bildiriyordu.

26 NİSAN 1915 tarihli Londra Antlaşması ve Önemli Maddeleri'ni Hatırlayalım  
Müttefikler, İtalya’ yı uzun süredir ittifak antlaşmaları ile bağlı bulunduğu Almanya ve Avusturya – Macaristan’dan koparıp kendi yanlarında savaşa sokmak için Osmanlı İmparatorluğu üzerinde bazı toprak taleplerini kabul etmek zorunda kalmışlardı. Bu bakımdan imza ile birlikte yürürlüğe giren gizli Londra Anltaşması imzalanmıştı.
Madde 8. İtalya halen işgalinde bulunan 12 ada üzerinde tam egemenlik alacaktır.
Madde 9. Genel olarak, Fransa, Büyük Britanya ve Rusya; İtalya’nın Akdeniz’de kuvvet dengesinin muhafazası ile ilgili olduğunu tanırlar ve Türkiye’nin Asya’da tam veya kısmi taksiminde İtalya, Antalya vilayetine bitişik Akdeniz bölgesinde adil bir hisse alacaktır. İtalya, daha önce akdedilmiş bir İtalyan – İngiliz sözleşmesinin konusunu teşkil ettiği üzere Antalya vilayetinde haklar ve menfaatler iktisap etmiştir, ilerde İtalya’ya tahsis edilecek bölgenin sınırları, Fransa ve İngiltere’nin mevcut menfaatleri dikkate alınarak tespit edilecektir.
Türk İmparatorluğunun toprak bütünlüğü muhafaza edildiği ve devletlerin menfaat bölgelerinde değişiklik yapıldığı halde İtalya’nın menfaatleri dikkate alınacaktır.
Eğer savaş sırasında Fransa, Büyük Britanya ve Rusya Türkiye’nin Asya’daki topraklarından herhangi birini işgal ederlerse, Antalya vilayetine bitişik Akdeniz bölgesi yukarıda gösterilen sınırlar içinde İtalya’ya geri verilecek ve İtalya’nın burayı işgale hakkı olacaktır.
Madde 10. Lozan Antlaşmasına göre halen Sultana ait bulunan Libya’daki bütün hakları ve imtiyazları İtalya’ya devredilecektir.
Madde 11. İtalya, Fransa, Büyük Britanya ve Rusya’nın yaptıkları Arabistan’ın ve Müslüman Mukaddes yerlerinin bir bağımsız Arap Devletinin otoritesi altına koyulacağı yolunda yaptıkları deklarasyona katıldığını beyan eder.
Madde 12. Fransa ve Büyük Britanya’nın Afrika’da sömürge topraklarını Almanya’nın aleyhine artırdıkları halde bu iki devlet İtalya’nın bilhassa Eritre, Somali ve Libya’daki İtalyan sömürgelerinin sınırlarına ait meselelerin hallinde adil bir taviz talep edebileceğini prensip olarak kabul ederler.


Bu arada The New York Times ve The New York Tribune gazetelerinde de Lozan’daki Amerikan delegasyonunun 1 Aralık’ta Dr. Alexander Khatissian (28 Mayıs 1918 tarihinde kurulan Ermeni Cumhuriyeti’nin ilk dışişleri bakanı ve 28 Mayıs 1919- 5 Mayıs 1920 tarihleri arasındaki başbakanıdır.) , Gabriel Efendi Neradonkyan (1912–1913 Balkan Savaşları esnasında Osmanlı Devleti’nin Dışişleri Bakanı idi) ve Dr. Avetis Aharonian (Ermeni Ulusal Konsül üyesidir. 1919 yılında Paris Barış Konferansı’nda Boghos Nubar ile birlikte Ermenileri temsil etmiştir) ’dan oluşan Ermeni Komitesini kabul ettiği yazıyordu. Komite Türkiye’nin doğusunda ulusal bir devlet kurma isteklerinin Lozan’da savunulmasını rica etmiş ve Amerikan Delegasyonunun Başkanı Büyükelçi Richard Washburn Child, Ermenilerin bu isteklerini Lozan’a taşıyacağına söz vermişti. Her iki gazetede de Child’in söz vermesini olumlu bir gelişme olarak nitelendiriyordu.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar