9 Mart 2017 Perşembe

20.12.1922 Boğazlar Sorunu VI. ve Son Görüşme




20 Aralık 1922 Çarşamba günü saat 16.00'da delege heyetleri Ouchy Şatosu'nda Lord Curzon'un başkanlığında son kez Boğazlar için toplandılar. Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya (ya da o zamanki ismiyle Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı), Rusya, Ukrayna, Gürcistan ve bugün son sözünü söylemesi beklenen Türkiye oturumda hazır biçimde bulunuyordu...

Lord Curzon sözü hemen İsmet Paşa'ya verdi. İsmet Paşa bugün için hazırlanmış uzun bildirisini okumaya başladı. Türk Bildirisi'nin ana hatları şöyleydi;

  • ''Başkentimizin ve yurdumuzun bağrında bulunan Marmara Denizi'nin güvenlilerini sağlamak şartıyla Boğazların uluslararası ulaşıma ve dünya ticaretine açık olmasından yanayız.
  • Türkiye, Boğazları tahkim etmeme (askeri bakımdan güçlendirmeme) fedakarlığında bulunmayı kabul ediyor...İnançla bildirmek isterim ki hiçbir ulus, dünya barışı uğrunda buna benzer bir fedakarlıkta bulunmamıştır...Bir takım bölgelerin savunma haklarından böylece vazgeçmiş oluyoruz. Öteki ulusların isteklerini yerine getirmek üzere, savunma olanaklarından bu şekilde vazgeçmesinden ötürü,Türkiye için, tarihin ve gelecek kuşakların nasıl hüküm vereceğini bilmiyorum.
  • Çanakkale Boğazı'nın tamamlayıcı parçaları olan İmroz (Gökçeada), Bozcaada ve Semadirek (Samothrake) adalarının, Türkiye'ye geri verilmesinin, silahsızlandırılmış Türk Boğazları'nın korunması için ne derece önemli olduğunu anlatmanın gerekli olmadığını düşünüyoruz.
  • Gelibolu yarımadasını baskın türü saldırılardan koruyabilmek için orada beş bin kişilik bir askeri kuvvet bulundurmayı istediğimizi bildirmiştik. Eğer bu sayının çok olduğu düşünülüyorsa Müttefiklerin bize yeni teklifte bulunmasını kabul ediyoruz.
  • Boğazların güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek, Türk donanmasından daha az oranda savaş gemisinin Boğazlardan geçmesi kabul edilebilir. Ancak Yunanlıların Ege'deki donanmalarına dair kayıtları Türk tarafına bildirmesi nezaket kuralı dışına alınıp zorunlu hale getirilmeli.
  • İstanbul Boğazı'nda konsoloslukalara ait gemilerin bulunmasını istemiyoruz.
  • Boğazlar için kurulması düşünülen uluslararası komisyonun görev yetkisi sadece savaş gemilerinin geçişlerinin denetlemekle sınırlı olmalı. Ticari geçiş yapan gemiler ya da askerden arındırılmış bölgeler ile ilgili hiçbir denetleme yapmasına izin vermeyeceğimizi, bu durum egemenlik haklarımıza aykırı olacağı için bildirmek istiyoruz.
  • Boğazların güvenliği için burada bulunan devletlerden siyasi güvence de talep ediyoruz. ''
İsmet Paşa'nın ölçülü ve uzlaşıcı konuşmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Lord Curzon, kendi konuşmasının da bu tarzda olacağını, sonunda İsmet Paşa gibi olumlu algılamasını umduğunu belirterek. Değerlendirmelerine başladı. Lord Curzon'ın değerlendirmeleri de genel hatlarıyla şöyledir;
  • ''Gelibolu yarımadasında ek asker bulundurmanıza gerek yok. Zaten burada bir Jandarma birliğiniz bulunacak. Bunu unutmuş olmalısınız. Jandarma kuvvetinin sizin istediğinizden tek farkı topu olmamasıdır
  • Diğer başkentlerde büyük elçilerin nasıl arabaya ihtiyacı varsa, İstanbul'dakilerin de deniz motoru ya da yata ihtiyacı vardır. Bunun sizin egemenliğinize aykırı olduğunu düşünüyorsanız bu durumu İstanbul'da büyükelçilik yapmış olanlarla yine değerlendirme yapmaya hazırız.
  • Boğazlarla ilgili denetleme komisyonunun amacı anlaşma şartlarına uyulup uyulmadığını gözlemlemektir. Müttefikler Türkleri bu konudaki hassasiyetlerini anlamaktadır. Buradaki denetleme aslında gözlem şeklinde olacaktır.''
Ardından söz alan Bompard elçiliğe ait deniz motorlarının bulunmasının Türkiye'nin egemenlik haklarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü söyledi. Ondan sonra konuşan Fransız baş delege Barere ise Türkiye'nin olumlu yaklaşımından mutluluk duyduğunu, her iki tarafın da artık barışa çok yaklaştığına inandığını anlatan bir konuşma yaptı. İtalyan baş delege Garroni, Bulgar ve Japon temsilciler de Boğazlar Sorunu ile ilgili sürecin olumlu bir şekle dönmesinden duydukları mutluluğu dile getirdiler. 17.25'de toplantı sona erdi.



























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar